Türk edebiyatında Tanzimat’tan 1950’li yıllara kadar geçen dönemde, aydınlar hemen her romanda toplum için mücadele eden idealist kişiler olarak tasvir edilirdi. Ve sonra tüm aydınlanmış olanlar, İkinci Dünya Savaşı yıllarından itibaren yüzlerini toplumun karanlığından kendi iç dünyasına çevirmeye başladı. Üstelik bu içine kapanma hali, gerek gerçek yaşamda gerekse de kurgusal düzlemde, sadece Türk edebiyatında değil; dünyanın her yerinde ve tüm sanat dallarında cereyan etti.
Toplumun bir kısmı karanlıkta yolunu bulmaya alışmışken, aydınlıkta kalanlar ise uğruna çaba harcayacak ne bir toplum ne de hedef bulabildi. İşte Aylak Adam romanı, toplum ve aydın arasında gitgide büyüyen bu uçurumu en net şekilde gözler önüne seren Türk romanlarından biri. Yusuf Atılgan’ın 1959 yılında yayımladığı Aylak Adam, modern insana hala tutmakta olduğu ışık ile günümüzde de en çok konuşulan romanlar arasında yer alıyor.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.